ben hep idealist oldum sanırım. en küçüklüğümden beri nasıl oldu da bu kadar mantıklı hareket ettim diye şaşırıyorum bazen. kimine göre de mantıksız belki bu yaklaşımım hatta bazen bana göre bile :S
geçen şubat ayına kadar hiçbir erkek arkadaşım elimi dahi tutmadı. buluştuğumuzda el sıkışırız, gideriz bir kafeye karşılıklı otururuz, sohbet ederiz, çay içeriz sonra el sıkışıp ayrılırız ahaha bundan ibaret :D ki bu bahsettiğim de 3, 5 kişiyle yaşanmış bişey. son erkek arkadaşımla da şubatta çıktık martta ayrıldık, öyle saçma birşey o da.
uzun süreli bir ilişki yaşayabilecek miyim onu merak ediyorum açıkcası. ne kadar olgunum bu konularda bir şekilde test etmem de lazım artık yaşımız geliyor ahahah xD ama korku değil sadece merak, çünkü çok büyük ihtimalle uzun soluklu birşeye hazırım. lise triplerindeki kız zihniyetini ortaokulda terk ettim. yıllarımı verecek kadar sevebileceğime inanıyorum. (duy duy bak ne diyorum! ahahah :D )
küçük bir şehirde yetişmemden ötürü böylesine katı prensipler koydum kendime sanırım. ailem çok rahattır bu konularda, annemle herşeyi çok rahat paylaşırım. Eraydan da haberi vardı mesela. (yukarıda söz ettiğim son erkek arkadaşımdır kendileri) ama erayla hiç el ele yürümedik ona izin vermedim çünkü hep biteceğini bildim o ilişkinin. o küçük şehirdeki insanlara bakın sonunda buldum o insanı diyecek kadar ciddi bakmadım hiç. hatta kaldırıma oturup protesto etmişti birgün eray. kalk diyorum elimi tut kalkıcam diyor ama biliyorum ki tutsam bırakmayacak ve bu olay en ortalık yerde yaşanıyor. neyse kalk kalkmicam, kalk kalmicam... hadi artık yaa çocuk gibi oturdun gidiyorum kalkmayacaksan dedim, elimi tutmadan kalkmicam dedi peki dedim döndüm gittim ahahah :D saçma şeyler bunlar ama daha fazla kalamazdım arkadaşlarımız da tezahürat etmeye başladılar sokağın ortasında 'aybüke erayın elini tut!' diye hep bir ağızdan! ahahah :D
bunları kendime hatırlatmayalı uzun zaman olmuş. Hep bir hata olarak görsem de o ilişkiyi güzel zamanlar geçirmişim. ama sonuç olarak teşekkür edilecek biri varsa o da yine benim :)
bir dakika yaa ne kadar çok şey anlattım ben sana, senin bilmeni gerektirecek kadar özel şeyler değildi ki bunlar. neyse böyle de bir anım oldu işte kıssadan hisse çıkaracak birşeyler bulursun belki de içinde...
aaaaaaaaa rüyamda evleniyordum bu arada! ne gelinlik var piyasada ne damat var ortalıklarda ama ertesi gün benim düğünüm var. bi ara damat bozması bişey gördüm converseli siyah takım elbiseli ama ceketinin arkası enteresan bir kumaştan koyu renk desenli fln ama yakışmıştı etkilendim yani :) sanatçı ruhum rüyalarımda bile gösteriyor kendini ahaha :D
iyi geceler sevgili sevgili...
10 Aralık 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
böyle duvara bağıra bağıra şarkı söyleyen şarkıcılar olur ya, nedense yazıları okuyunca aklıma öyle bir sahne geldi..
sanırım bu psikoloji ile yazmak/söylemek daha da özgürleştirdiği için böyle okunası/dinlenesi şeyler çıkıyor ortaya. evet tam olarak böyle.
okunası bulduysanız ne mutlu bana :) ama evet aynen o hissiyatlar içeisinde yazıyorum ve iyi geliyor bana.
bir de şu 'şey'leri ayrı yazalım lütfen.. hay allam takıldığı şeye bak diyebilirsin ama napalım bi yerden başlamak lazım
herşey, birşey, herbirşey ahahah xD
'şey'leri bir yerlere yapıştırma zaafım var evet. uyarını dikkate alıcam ;)
Yorum Gönder