29 Aralık 2008 Pazartesi


sana çok ihtiyacım var!
nerdesin?
bu gece yanımda uyu lütfen...

27 Aralık 2008 Cumartesi

vasıta çocuğu

geçen hafta ortaköyden dönecem baktım otobüs durakta koştum bende. benimle aynı hizadan da elemanın biri koşuodu bana doğru(bana koşmuyor tabi otobüse koşuyor o da ahaha :D) otobüsün kapısında bekliyoruz binmek için çocuk gözüme gözüme bakıyor. bişey mi diyecek acaba yol falan mı soracak diye düşündüm o ara o derece net baktı. arkamı döndüm bende artık bindim otobüse. yanımda da arkadaş var oturduk, geyik çeviriyoruz çocuk da yakın biryerde onun duyacağı kadar yüksek sesle konuşmuyoruz ama. hani karşına bakarken de sağındakini solundakini görürsün ya göz ucuyla öyle görüyorum, arada bir bana bakıyor yine (heyecanlandım ama bende :) ) iskelede indik ikimizde. ben ondan önce indim ve arkama bakmadım hiç sanırım iskeleye yürüdü o ben çarşıya doğru ilerledim çünkü.
ondan bikaç gün sonra kursa gitmek için vişneyle buluşacağım iskelede, buluşacağımız yere doğru yürüyorum yine karşılaştık. beni gördü mü bilmiyorum yüzüne bakmadım çünkü gördüm ve kafamı eğdim. böyle de huylarım var tipik tipik.

ya o sendiysen? O_O

26 Aralık 2008 Cuma

olsa iyi olur :)


uzun parmaklı çok güzel elleri olsa iyi olur (deniz'in elleri gibim mesela! ben o ellerii var yaaa!)


2 karış kalçası olsa böyle minicikkk ama omuzları geniş olsaaa (o da denizim gibim! O_O)


boyu 1.70in üstü olursa iyi olur


çok güzel bir gülüşü olsa da hiç fena olmaz (yaptığım her espriden sonra bir kez daha kendimi dünyanın en şaslısı hissetmek istiyorum)


esmer olmaz zaten, teni koyu olan kimseden hoşlanmadım şimdiye kadar beyaz tenli olacak ama sarışın yada kumral epey hora geçer ;)



hepsi bir yana sen geldiğinde bunların hiçbiri umurumda olmayacak biliyorum öyle bir geçiyor içimden işte sadece...

25 Aralık 2008 Perşembe

bir bunalım bir sıkılımdır gidiyor ruh halim yine. ve artık bildiğin üzere bu duygular içerisindeyken sana daha çok ihtiyaç duyuyorum ve yanımda olAmadığın her gün biraz daha çok sövüyorum! yaaa çık şöyle ben köşeyi dönerken karşıma çat diye çarp sırtımdan bazukam düşsün içindeki resim kağıtlarım ortalığa saçılsın (hızla bi tır çarpsa dahi açılacağını sanmıyorum o bazukanın, nasıl çarpman gerektiğini sen düşün artık ben hayal kısmıyla ilgileniyorum :D) toplayalım beraber, sonra aşık olalım sonra evlenelim sonra çocuklarımız olsuun...
böyle fantastik olmasa da olur da yaşlanıyorum ulenn!! sen beni buluncaya kadar suratım naylon poşete dönecek gibi hissediyorum sen bu hızla gidersen. bi taraflarını kıracak takatim bile olmayacak o zaman!
şapşal prens, pabucumun prensi!!!

10 Aralık 2008 Çarşamba

aklımdan birkaç birşey sana...

ben hep idealist oldum sanırım. en küçüklüğümden beri nasıl oldu da bu kadar mantıklı hareket ettim diye şaşırıyorum bazen. kimine göre de mantıksız belki bu yaklaşımım hatta bazen bana göre bile :S
geçen şubat ayına kadar hiçbir erkek arkadaşım elimi dahi tutmadı. buluştuğumuzda el sıkışırız, gideriz bir kafeye karşılıklı otururuz, sohbet ederiz, çay içeriz sonra el sıkışıp ayrılırız ahaha bundan ibaret :D ki bu bahsettiğim de 3, 5 kişiyle yaşanmış bişey. son erkek arkadaşımla da şubatta çıktık martta ayrıldık, öyle saçma birşey o da.
uzun süreli bir ilişki yaşayabilecek miyim onu merak ediyorum açıkcası. ne kadar olgunum bu konularda bir şekilde test etmem de lazım artık yaşımız geliyor ahahah xD ama korku değil sadece merak, çünkü çok büyük ihtimalle uzun soluklu birşeye hazırım. lise triplerindeki kız zihniyetini ortaokulda terk ettim. yıllarımı verecek kadar sevebileceğime inanıyorum. (duy duy bak ne diyorum! ahahah :D )
küçük bir şehirde yetişmemden ötürü böylesine katı prensipler koydum kendime sanırım. ailem çok rahattır bu konularda, annemle herşeyi çok rahat paylaşırım. Eraydan da haberi vardı mesela. (yukarıda söz ettiğim son erkek arkadaşımdır kendileri) ama erayla hiç el ele yürümedik ona izin vermedim çünkü hep biteceğini bildim o ilişkinin. o küçük şehirdeki insanlara bakın sonunda buldum o insanı diyecek kadar ciddi bakmadım hiç. hatta kaldırıma oturup protesto etmişti birgün eray. kalk diyorum elimi tut kalkıcam diyor ama biliyorum ki tutsam bırakmayacak ve bu olay en ortalık yerde yaşanıyor. neyse kalk kalkmicam, kalk kalmicam... hadi artık yaa çocuk gibi oturdun gidiyorum kalkmayacaksan dedim, elimi tutmadan kalkmicam dedi peki dedim döndüm gittim ahahah :D saçma şeyler bunlar ama daha fazla kalamazdım arkadaşlarımız da tezahürat etmeye başladılar sokağın ortasında 'aybüke erayın elini tut!' diye hep bir ağızdan! ahahah :D
bunları kendime hatırlatmayalı uzun zaman olmuş. Hep bir hata olarak görsem de o ilişkiyi güzel zamanlar geçirmişim. ama sonuç olarak teşekkür edilecek biri varsa o da yine benim :)
bir dakika yaa ne kadar çok şey anlattım ben sana, senin bilmeni gerektirecek kadar özel şeyler değildi ki bunlar. neyse böyle de bir anım oldu işte kıssadan hisse çıkaracak birşeyler bulursun belki de içinde...
aaaaaaaaa rüyamda evleniyordum bu arada! ne gelinlik var piyasada ne damat var ortalıklarda ama ertesi gün benim düğünüm var. bi ara damat bozması bişey gördüm converseli siyah takım elbiseli ama ceketinin arkası enteresan bir kumaştan koyu renk desenli fln ama yakışmıştı etkilendim yani :) sanatçı ruhum rüyalarımda bile gösteriyor kendini ahaha :D
iyi geceler sevgili sevgili...

7 Aralık 2008 Pazar

:S

Sen yokken nasıl oluyor da ben sana aşık olabiliyorum? yada aşık olabiliyor muyum? oluyorsam gerekçem ne? neye dayanarak seviyorum? ne hayal ediyorum? mağazaların önünden geçerken erkek kazakları beğeniyorum da niye böyle şeyler yapıyorum? beğendim hadi tamam da niye şiddetli bir alma dürtüsü geliyor beraberinde? yakışacak mı bakalım sana onlar? belki 1.90 boyun var ne belli? olur mu hiç sana S beden? hem belki de esmersin (hiç hazetmem koyu tenlilerden ama) o koyu renk kazak hiç olur mu canım? hadi varsın diyelim; o kadar kazağı niye alıyormuşum ki ben sana? eşek kadar herfisin gider kendin beğenirsin hey allahım!

4 Aralık 2008 Perşembe

asi çocuk

o sen misin? yok pek olamazsın ama alternatifin olabilir aslında o senin ama yok yok olmaz o. olsa süper olur aslında belki o zaman o sen olursun zamanla yani... ama olamaz yine de çünkü kız arkadaşlı bir varlık sadece ilgilenildiğim için öylesine mutluyum, ilgileniyor amaaaa!! Ama herkesle de ilgileniyor olabilir, yani özel olmayabilirim ki öyleyimdir... Keşke özel olsaydım...

Amaaann beeeaaahhh nerdesin ulan!!!

1 Aralık 2008 Pazartesi

önsöz

Sevgili kayıp prens;
Kayıp prens diyorum sana ama kaybetmem için önce bulmam mı gerekiyor bilmiyorum, yada belki de buldum mu? :S Israrla bulmuş olsam farkederdim diyorum (bkz.ilk görüşde aşk) ama ben de senin kadar keriz olabilir miyim? :/ Yok yok zannetmiyorum o senin kerizliğin :D Herneyse biryerlerde var olduğuna inandım hep, hep karşıma çıkacağın gün için hazır olmaya çalıştım (eğer öyle bir gün olacaksa şayet) canım yandığında her hata yapışımda lanetler ettim sana.
Gerçekten bu kadar aptal olabilir misin? Eğer böylesine aptalsan nasıl benim prensimsin?
Yukarıda da bahsettiğim gibi konuşuyorum seninle, yatmadan önce düşünüyorum 'acaba şuanda o napıyor? Ben ağlarken canım acırken o biryerlerde çok mu mutlu? Yoksa benden başkasında gerçek aşkı bulduğuna mı inanıyor?...' çok çok çok çok fazla soru var kafamda sana dair...
Sana dair somut kanıtlarım olsun istedim, eğer birgün karşıma çıkarsan seni tanımadan da senin hakkında neler hissettiğimi bileceksin artık, çok heyecanlı olsa gerek tüm bunları okumak :)
Yıllar öncesine dayanan sana yazılmış bestelenmemiş şarkı sözlerim, şiirlerim var. Bilmiyorum onları burada paylaşmak ister miyim çünkü bugüne kadar yazdığım şarkı sözlerini ve şiirleri benim için özel olan bikaç kişiyle paylaştım sadece. Okundukça içinde barındırdığı duygular yıpranacakmış gibi gelmesinin yanısıra benden başka kimsenin anlayamayacağını düşündüğüm duygular var içlerinde. Neyse bakalım ruh halimin seyrine göre gelişecek şeyler bunlar.
Evet son olarak daa; merhaba KAYIP PRENS :)